Açıklama
Ağır işlerde çalışarak geçen suskunluk yıllarının ardından gurbetteki işçilerin yardımına hafta içi her sabah ve akşam birer saat kendi dillerinde yayın yapan Köln Radyosu yetişir. 2 Kasım 1964: Radyo istasyonundan ilk Türkçe yayın, memleketten seslenen bir efsane, bir dost sesi, yaşama sevinci… Köln Radyosu, sanki gurbette yaşayanların her şeyi, içlerine gömülmüş kendi sesleri… Dilsiz kalmış gurbetçilerin birbirlerine gönderdikleri selamlar, şarkılar, türküler… Alamanya, bir anlığına sanki memleket… Köln Radyosu yayında; çoluk çocuk, konu komşu suspus. Vardiyalı çalışanlar için yayınlar kasete kayıtlı.
Geçtiğimiz yıl, Almanya ile Türkiye arasındaki işgücü anlaşmasının 60. yılı dolarken, gurbette yaşamlarını uzun yıllar yabancılık duygusuyla çaresiz ve hep çalışarak, dilsiz geçiren, onlarla birlikte acılarını yaşayan, paylaşan, iki kültür arasında erken yaşta olgunlaşan, devlet kapılarında ana babalarına tercüman olmuş çocuklarıyla kimi zaman rolleri değişen “Misafir İşçiler”, iç ve dış politik çıkarlar için hâlâ nesneleştirilmeye devam ediliyor. Memleketten seslenen Köln Radyosu’nun yayın saatleri ise Almanya’daki tasarruf tedbirleri nedeniyle birkaç saatle kısıtlanmış.
“Köln Radyosu Sustu” çok kültürlü bir öykü kitabı. Kitabın kahramanları Sergio, Mara, Luis, Jose, Cecil, Pankac, Tara, Üşa, Vasan, Sandip, Nişa, Devdan, Zeliş, Xalo, Sima, Jasmine, Evan, Ralf, Gerd, Cihan, Rüya, Emê, Pembe… Öykülerin konuları gibi kahramanları da dünyalı… Gülsen Gülbeyaz’ın öykülerinde çok kültürlülük ve dünyalılık zorlama değil, Yaşar Kemal’in tarif ettiği o büyük, rengârenk çiçeklerle kaplı bahçe kadar doğal. Hayatın tüm çelişkileri öykülere sinmiş ancak birbirleriyle kavgalı değil Gülbeyaz’ın kahramanları. “Köln Radyosu Sustu”, göçmen hâllerinin kırıklığını, kabına sığamayışını, acısını, öfkesini, dünyayla ve kendisiyle kavgasını evrensel bir bakışla işlerken, umudu da yeni bir ülkeyle hayal ediyor. “Yeni Ülke’nin Beyaz Atletli Çocukları” umutlarımızı yarına taşıyor. Onların hayalleri Köln Radyosu’ndan yükselen türküler kadar sıcak, içten ve yürekli.